30 Mart 2016 Çarşamba

Silinmesi Gerekenler

Uzun zaman sonra yeniden yazmak istedim. Sanırım insanın her zaman yazmaya değer anıları olmuyor. Sınavların yanısıra  birilerini mutlaka memnun etmek gerekiyor. Zamanım birileri için akıp gidiyor. 

Bugün arkadaşım hayatımda istemediğim insanları çok çabuk silebildiğimi söyledi. Başta garip bir histi çünkü bu cümlesi beni çok duygusuz biriymişim gibi yansıttı.
Birazcık kırıldım.. 

Her insanın hayatında olmaması gereken kişilikler olur. Aslında en baştan hayatımıza almamamız gereken insanlar fakat insan işte karpuz yada kavun değil öylece tanıyamıyoruz. Tanıdıktan sonra sıyrılmak gerekmez mi?
Bize kötü gelen insanlar için de üzülmeli miyiz?

Dedim ya işte, zaman hep birileri için akıyor. Birilerinin gidişine üzülürken birileri için sevinerek.. Halbuki zaman biraz kısa değil mi? Sadece mutlu eden şeylere yönelmek hata ya da günah değil.. Üzülecek daha mühim şeyler var.

 Umarım hayatımıza girecek insanlar  kabuklarından ibaret olmazlar...

24 Ocak 2016 Pazar

Kış Günü

Aylarca çalıştıktan sonra sınavların ardından bir dönem daha bitti.
 İki gün içinde 8 kere ev ve dışarı arasında gidip geldiğim için havanın hiç acımayan rüzgarından bende payımı aldım. 
Abimle birlikte artık sınavların bitmesinin verdiği huzurla durağa doğru yol aldık... 

Sohbetimizin konusu ise iki gün boyunca olduğu gibi havaların çok ama çok soğuk olduğuydu.



Merdivenden inerken mendil satan biri mutlaka olurdu. Ama kışın hiç rastlamamıştım. 11-12 yaşlarında, iki duvar arasına kendini saklamış ellerini dizlerinin arasında ısıtmaya çalışıyordu.
Üstünde tek kat kıyafetiyle ısınmaya çalışırken, ben kat kat giyinmiş hala üşümekten şikayetçi olan kendimden utanmıştım...

Aslında o an onun için çok şey yapmak istedim ama, pek de birşey yapamadım.
Çok az ilgiyle bile arkamızdan sıcacık gülümsemesiyle yolculadı.


Rabbim, ''dilenmeyip her şartta çalışan'' (büyük-küçük) herkesin yardımcısı olsun..

18 Ocak 2016 Pazartesi

İlk Kitabım

Bugün ben küçük yaştayken okuduğum bir kitaptan bahsetmek istedim. Kitap okuma sevdam annem sayesinde başladı. Birlikte kütüphaneye gidip ailece kitap seçme günlerimiz vardı. Ama hepsinden önce birgün annemin elinde beni okumaya aşık eden o kitap vardı. Kitabın sonunda ağladığını gördüm. Bu annemin o kitabı ilk okuyuşu değildi. 



Annem bu romanın gazetede her gün yayınlanan bir bölümünü okumuş. Ve yayınevini arayarak kitabın aslını istemiş. Sonra zaten okumayı seven belki bütün dostlarımız okudu :) Ben ilkokulda, lisede, çalıştığım okulda kısaca nereye gittiysem kitapta benimle geldi. 


Kitaptan o yaşta ne alabildiğime gelirsek... Birçok duygunun olması gereken halini , dostluğun ne anlama geldiğini , ne kadar fedakar olunabileceğini, ne kadar vefalı olunabileceğini...  Her ailenin mükemmel olamadığını ama mükemmel olması için nasıl bir insan olmam gerektiğini öğrendim..  

Her insanın farklı şeyler hissedeceğini düşünüyorum. belki çok edebi bir kitap değil, belki -rastlamadım ama- birilerine göre sıradan.. Ama bu benim ilk kitabım...

17 Ocak 2016 Pazar

Boşluk

   Nasıl başlanır bilmiyorum.. Ne kadar düşünürsek düşünelim akıl intiharı anlamaya yetmiyor. Neden diyorum ne derdi vardı henüz 21 yaşında kim ne yaşatabilirdi bu kadar ağır? Kimseyi suçlamadan sessizce gidebilecek kadar ne taşımıştı içinde bunca zaman? Oynadığımız oyunları düşünüyorum, eğlenmek için sınır tanımayan dünyasını.. O dünyada zamanın iyileştiremeyeceği nasıl bir yük taşıdı..?

   '' İnançsızlıklarla dolu bir hayat ''  demiş..

İstemeden kızıyorum birazda elde değil. İnanmak bizim fıtratımızda varken seni kim bu kadar boşluğa itti...